elinden geldiği/gücünün yettiği kadar, mümkün mertebe, imkân nisbetinde.
birinin nazıni çekmek
Fiil
bir şeyi yapmaya hazır olduğunu beyan etmek
Fiil
bir hesabı kafadan yapmak
Fiil
kafasının dikine gitmek
Fiil
(... için) elinden gelen herşeyi yapmak
Fiil
(... için) yapabileceği herşeyi yapmak
Fiil
(... için) ne gerekiyorsa yapmak
Fiil
kendine/hissesine düşeni yapmak, nöbetini/sırasını savmak.
kendine düşeni yapmak
Fiil
günlük görevini yapmak
Fiil
sevindirmek, içini/gönlünü ferahlatmak.
kendi gücü dahilinde her şeyi yapmak
Fiil
(Br) askerlik hizmetini yapmak
Fiil
çok canı sıkılmak, kızmak, öfkelenmek, tepesi atmak.
kendine düşeni yapmak
Fiil
elinden geleni yapmak
Fiil
bir işte kendin üstüne düşeni yapmak
Fiil
alışverişini şehirde yapmak
Fiil
hapis süresini doldurmak
Fiil
elinden geleni yapmak
Fiil
bürodaki görevinıyapmak
Fiil
bürodaki işinıyapmak
Fiil
işini üstün bir başarıyla yapmak
Fiil
işinıüstün başarıyla yapmak
Fiil
elinden geleni (kötülüğü) yapmak, elinden geleni ardına koymamak.
Do your worst! Elinden geleni
yap! Elinden geleni ardına koyma!
The enemy is coming, but let him the worst, we are ready for him.
bir şeyi boş vaktinde yapmak
Fiil
bir şeyin riskini üstlenmek
Fiil
bir şeyin riskinıüstlenmek
Fiil
bir işi tek başına yapmak
Fiil
ailesinin hatırı için bir şey yapmak
Fiil
bir şeyi isteyerek yapmak
Fiil
bir şeyi kendi irade gücü ile yapmak
Fiil
bir şeyin sorumluluğunu üstlenmek
Fiil
bir şeyi kendi inisiyatifi ile yapmak
Fiil
bir şeyi göz göre göre yapmak.
ilkelerine aykırı davranmak
Fiil
kendi başına başa çıkmak
Fiil
işini yapmaya ehil olmama
(bir şey yapmak) aklına esmek.
hazırlıklı olmak, önceden hazırlanmak.
The interviewers noticed that she had done her homework.
askerlik hizmetinıyapmak
Fiil
bir işi kendiliğinden/yalnız başına yapmak.
beklemekten başka ne yapılabilir